Kurtuluş'u bilir misiniz?
Dipnot Yayınları, 1970’li yıllardan bu yana sosyalist solun önemli bileşenlerinden birisi olan Kurtuluş hareketinin kadrolarıyla yapılan söyleşileri kitaplaştırıyor. Şimdilik hareketin kurucularının anlatımlarını içeren iki kitap Kurtuluş Kendini Anlatıyor 1-2 adıyla çıktı.
Kurtuluş kendini mi anlatıyor hepimizi mi?
Bu yazıda politik açıdan herkese dair olan bir kaç noktanın öne çıkarılması, anlatanların cüretine de uygundur sanırım. Bütün anlatanların öne çıkardığı noktalardan birisi genel olarak sol hareket içindeki bölünmeler ve özel olarak da Kurtuluş’un yaşadığı süreç.
Emekçi Çocuklarına Hikâyeler
Zur Mühlen’in masalları, içinde yaşadıkları dünyayı sorgulatmayı ve onu nasıl ve ne yönde değiştirebileceklerine dair ipuçları sunmayı amaç ediniyor.
Hikmet Kıvılcımlı Kitabı
Benim yakalandığım kanser illeti önündeki durumumla, Türkiye Halkının Finans- Kapital azınlığının azgınlığı önündeki durumu, bu açıdan farksız kalır. Yanaklarımda tek tük kıl damarcığı uzaktan pembemsi görünüyor.
Hikmet Kıvılcımlı’dan öğrenecek çok şey var
Entelektüel ürünü geniş bir yelpazeye yayılmış, Yörük Ali Efe çetesinden başlayıp Vatan Partisi’ne değin uzanan —22,5 yılını hapishanelerde geçirdiği— mücadele hayatıyla bu yelpazenin renkliliğiyle müsemma bir biyografi çizmiş olan Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Türkiye solunun en güzide şahsiyetlerindendir.
Türkiye Solunda kadınlar hep vardı
Tarihsel olayların özneleri arasında yer aldıkları halde hâkim/erkek tarihyazımının kadrajına girmeyen kadınlar, bilhassa siyasi tarih anlatılarının dışında bırakılmışlardır. Kişisel tarihleri büyük tarihin çizgileriyle kesişmiş olan kadınların politik ve entelektüel serüvenlerinin izini süren biyografik çalışmalar ise söz konusu anlatıyı tekzip etmekte önemli bir işlev görürler. Bu tekzip ediminin muvaffak olabilmesi ise şüphe yok ki feminist metodolojiyi gereksinir.
Direniş, Bir Tutam Hüzün ve de Direnişin Hikâyesi
Yıllarca bizlere kadınların olmadığı bir tarih öğretildi. Egemen anlayış, kadınlara karşı sürekli pinti davranarak onları görmezden geldi. Genel olarak, kadınlar özel alanda yaşadıklarından ve mahremiyet alanına hapsedildiklerinden kadınların tarihi yazılmadı.
Gelin Kadınlar, İsyana Ortak Olalım
Acar-Savran’ın yazıları kendimize sistemin işleyişine ilişkin birçok yeni soru sormamıza, tartışma alanları açmamıza vesile oluyor. Tıkandığımızı sandığımız noktalarda yeni argümanlar üretiyor; politika öneriyor.
Resmi olmayan tarihi de zorlamak: Feminizm Kitabı
Bir Afrika özdeyişi, “Aslanlar kendi hikâyelerini yazmadıkça, avcıların hikâyelerini dinlemek zorundayız” der. Resmi tarih ile gerçek tarih arasındaki karşıtlığı bu kadar yalın bir biçimde ortaya koyan başka bir söz bilmiyorum.
Seyfi Öngider: İki Paramaz ve Türk solu
Herhangi bir Türk solcusu, devrimcisi geçmişe dönüp baktığında “atası” olarak kimi görür? Kendisini yakın tarihte kimlerin, hangi hareketin devamcısı olarak değerlendirir?
Behice Boran'ın Uzun Yürüyüşü
O yılların “erkekler dünyası” olarak nitelenen ve erkek egemen ideolojinin baskın olduğu Türkiye sosyalist hareketi içinde bir kadın olarak var-olma mücadelesi Boran’ın taşıdığı önemi vurgulayan başka bir husustur.
‘Leylan’, kelimelerin gücü ve Selahattin Demirtaş
Leylan, bir isim olarak da kullanılan Serap’ın Kürtçesiymiş. Serap bilindiği gibi hayal, hülya demek; Gerçekleşmesi mümkün olmayan şey. Aynı zamanda çölde ışık kırılması ve sıcaklık sebebiyle beliren su görüntüsü. Onun içindeki yansımalar.
Demirtaş'a açık mektup ve Leylan
Mekânı esneten, tek bir zamanı zamanlar arasında bölüştürerek derinleştiren katmanlı bir hikâyesi var Leylan’ın. Roman içinde roman, zaman içinde zaman, bilinç içinde bilinç. Anlam dünyasının sonsuzluğu içinde garip bir labirent kuruyor hikâyeniz. Bedirhan karakterinizde bilinç bir yere kadar ilerliyor, sonra bir başkası olarak devam ediyor. Bir başkası olarak kendisi olmayı, yine başkasının gözünden izliyor ve tarif ediyor.
Yek, du, sê, çar... Leylan
Cezaevinde yazmanın kendisi başlı başına yaşamanın ağırlığından bir kaçış, bir hafiflik arayışı ve duvarları her yönden aşma çabasındaki bir “yer değiştirme” değilse nedir? Demirtaş yazarak yer değiştiriyor. Kapatılamıyor. Tutsak alınamıyor. Şimdi de Leylan...
‘Hayat hep yarımdır’
Selahattin Demirtaş doğrudan siyaset yapmıyor ama siyasi devinim içindeki ‘basit’ parçalarla, yani insanlarla, insanların o devinim esnasındaki duygu ve düşünce halleriyle ilgileniyor. Ve bütün bu travmatik süreçlerde insanı insan yapan değerleri soruşturuyor.
Özgürlüğü olmayanın mutluluğu olur mu Leylan?
"Hayat, mutlu olmak için değil, anlamlı olsun diye yaşanır, sen anlamın peşinde koşarken mutlusundur."