Gönül Ekici
Yıllarca bizlere kadınların olmadığı bir tarih öğretildi. Egemen anlayış, kadınlara karşı sürekli pinti davranarak onları görmezden geldi. Genel olarak, kadınlar özel alanda yaşadıklarından ve mahremiyet alanına hapsedildiklerinden kadınların tarihi yazılmadı. Oysa biz biliyoruz ki söz konusu eğer tarihse bu, kadınlardan bağımsız düşünülemez... İnsanlık tarihi aynı zamanda kadınların da tarihidir. Sadece yazılmamış bir tarih bu... Cinsiyetçi yapısıyla egemen tarih anlayışı kadınları yok saysa da o sınırları aşan “Kadınlar Hep Vardı” ve var olmaya da devam ediyor...
Feryal Saygılıgil’in derlediği Kadınlar Hep Vardı-Türkiye Solundan Kadın Portreleri isimli bu önemli çalışma, tarihten bugüne toplumda yer edinmiş öncü kadınların hayatlarına dokunuyor. Kitabın sayfalarında gezinirken, anlatıcıların betimlemeleri ile her hikâye sizi geçmişe götürüyor. Geçmişe götürmekle de kalmıyor her hikâye âdeta canlanıyor. Adı geçen kadınlarla birlikte direniyor, bazen üzülüyor, bazen gülümsüyor, bazen umutlanıyorsunuz...
Dipnot Yayınları’ndan çıkan bu kitap; Türkiye’nin sosyalist tarihine damgasına vuran ancak resmî tarih anlayışı içinde görmezden gelinen kadın portrelerine yer veriyor. Önüne çıkan her engele direnen kadınların hikâyelerini bir araya getiren bu kitapta, geleneksel tarih yazımında marjinalleştirilip dışlanan yaşantılar aktarılıyor.
Kitap, insanın boğazında bir yumru gibi kalan hikâyesiyle 1915 katliamında yaşamını kaybeden sosyalist feminist Mari Beyleryan ile başlıyor. Gazeteci, yazar, şair, öğretmen ve sosyalist bir aktivist olarak hem Ermeni tarihi hem de sosyalist tarih açısından önemli biridir Beyleryan. Sonrasında Ermeni feminist bir yazar olan Zabel Yesayan’la devam ediyor. Zabel Yeseyan edebiyat dünyasına önemli eserler veren; kadın, sınıf ve mücadele meselelerine dair yazan ve inandığı her ne varsa bu uğurda mücadele vermiş biridir. Zamana direnen bu önemli hikâyeler; maalesef literatürde pek de yer almayan Rum sosyalist feminist Athina Gaitonou-Gianniou’nun bilinmeyen hikâyesi ile devam ediyor. Athina hem Osmanlı’ya hem de Rum cemaatine karşı direniş öyküsüyle bizlere umut aşılıyor. “Sıra dışı unutulmuş şair” Yaşar Nezihe ise şiirleri üzerinden anlatılıyor. Yaşar Nezihe kabuklarına sığmayan ve tüm imkânsızlıklarına rağmen iz bırakmış biri… Yapılan önemli bir arşiv çalışmasıyla Sabiha Zekeriya Sertel’in üretken kimliği ve direngen kişiliği anlatılıyor. Güzel anlatımıyla sizi her hikâyesinin içine alan kitap edebiyatçı, siyasetçi ve gazeteci Suat Derviş’in hayatının derinliklerine de bir kapı aralıyor. Yine entelektüel birikimi, yaşayışı ve siyasi faaliyetleriyle Türkiye sosyalist tarihi açısından önemli bir yere sahip Fatma Nudiye’nin hayatına konuk oluyorsunuz. Türkiye’nin ilk kadın sendikacısı olarak bilenen Zehra Kosova’nın pek bilinmeyen yanlarını aktaran kitap, Kosova’nın bir ömür sürdürdüğü mücadeleyi anlatıyor. Kosava’nın direngen yapısı size umut aşılıyor. Kitapta, dünya hâlinin içinde nerede ve kim olduğunu sorarak Boşuna mı Çiğnedik? isimli otobiyografisini yazan Sevim Belli’nin hayatının derinlerinkilerinin izi sürülüyor. Kırk yıllık ömrüne önemli yapıtlar sığdıran ve edebiyat dünyası için yeri doldurulamayacak kadar önemli olan Sevgi Soysal ise eserleri üzerinden anlatılıyor. Bu önemli çalışma, toplumun tabularına meydan okuyan Tuhaf Bir Kadın isimli anlatısı üzerinden Leyla Erbil’i anlatıyor. Son olarak Şirin Cemgilin Sinanca isimli yaşam anlatısı feminist bir yöntemle yeniden değerlendiriliyor. Genel olarak erkek egemen anlatılardan bildiğimiz Şirin Cemgil, burada kendi hikâyesiyle yer alıyor.
Resmî tarihe inat feminist bir perspektifle; Anna Vakali, Aynur Soydan Erdemir, Beyhan Uygun Aytemiz, Canan Özcan, Esen Özdemir, Feryal Saygılıgil, Hazal Halavut, Kayuş Çalıkman Gavrilof, Melike Koçak, Nacide Berber, Narin Bağdatlı, Necla Akgökçe, Sevda Karaca ve Ürün Şen Sönmez’in çalışmalarıyla kadın tarihinin yeniden yazımında görmezden gelinen özneyi, kadınları görünür kılarak önemli bir kapı aralanıyor.
Yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen ataerkil toplum yapısına teslim olmayan ve mücadele ile geçen bu zorlu yaşamlar, resmî tarihe inat direnişin tarihine yazıldı. Böyle çalışmalar çoğaldıkça umudumuz da artıyor, hele de umuda en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde… Kim belki de bir gün istediğimiz bir dünya mümkün olur...
Hayatın öznesi oldukları hâlde birer figüran gibi görülen kadınlar buradalar işte... Bu önemli çalışmada hikâyelerimiz birbirine karışıyor, karıştıkça da çoğalıyoruz.
Kitap bitince size kalan; direniş, bir tutam hüzün ve de direnişin hikâyesi...
Kadınlar Hep Vardı-Türkiye Solundan Kadın Portreleri
Dipnot Yayınları, Mart 2017
350 sayfa
30 TL
(BİRGÜN KİTAP 17 Mart 2017)