“Türkiye Solundan Portreler"
Emir Ali Türkmen ve Ümit Özger’in hazırladığı Türkiye Solundan Portreler başlıklı derleme, Türkiye sosyalist soluna siyasal, fikrî ve örgüt bazında kaynaklık etmiş (Matdeos Sarkisyan’dan İbrahim Kaypakkaya’ya uzanan bir çizgide) tarihsel figürlere odaklanan ve en önemlisi de bu figürlerin mirasını çözümlemeye soyunan bir eser.
Her şeye rağmen kitabı savunmak için: Dipnot Yayınları
Diyebiliriz ki gökdelenlerin kapladığı bir toprak kesitinde, bu gökdelenleri çevreleyen bir gecekonduyuz, gecekondulardan biriyiz.
Dersim kaç dağ içinde?
H. Hayri Ateş'in ilk kitabı Dipnot Yayınları'dan çıktı. 'Kör Kuyuda Tufan', Dersim Tertelesi'nin iç yüzünü anlatıyor.
Derve: Sevdiklerimizi Birbirimize Emanet Ettik
Şırnak’lı kadınların anlattıklarını "Derve"' ile okurla buluşturan Jînda Zekioğlu, her yazar gibi okuru kendi iç yolculuğuna çıkarıyor; ama bu sefer okur sadece kendiyle değil, barış ihtiyacı ile yüzleşmiş olarak geri dönüyor.
Jînda Zekioğlu: Barış en çok kime soruluyorsa ‘büyüklük’ de ondan bekleniyor
“Bu kadınları dinlemek beni başta ailemle, kimliklerimle, inançlarımla, öfkelerimle, kalabalığımla barıştırdı.”
Çok okunan iki yazar: Kutlu ile Demirtaş
Kurmacalarındaki toplumsal zeminleri ve anlatımlarıyla dikkat çeken, çok okunan iki yazara bakıyorum. İkisi arasındaki farklılıklar, benzerlikleri ölçüsünde çarpıcı geliyor. Daha doğrusu benzerlikler, farklılıkları ölçüsünde çarpıcı.
İdris Baluken: Yaşamaya, direnmeye, üretmeye devam ediyoruz
HDP’nin eski Grup Başkan Vekili ve eski Diyarbakır milletvekili İdris Baluken'in son romanı 'Oko' Dipnot Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı. "Kötülüğün doğuştan gelen kodlarına değil, sonradan edinilen yanlarına inanlardanım" diyen Baluken ile kitabını, iyi ve kötüyü konuştuk.
Arjantin'in Kaybolan Çocukları
Elsa Osorio, "Benim Adım Luz" adlı kitabıyla Türkçeye ilk kez çevrilen Arjantin'li bir yazar. Birer politik polisiye olarak da okunabilecek kitaplarının önemli bir kısmı, 1976 yılında Videla ve Arjantin ordusu tarafından gerçekleștirilen darbe ile açılan ve 1983'e kadar süren karanlık cunta dönemini (Luz’un hikâyesinin anlatıldığı bu romanın bir adı da "Dehşet Yılları"dır zaten) konu alır.
Üç Kırık Dal Üçü De Birbirinden Yeşil Dal
Üç Kırık Dal romanı başka kimlikleriyle bildiğimiz İdris Baluken’in bilmediğimiz bir yönünü de ifşa etti. Ülkenin dört bir yanından akan hayatların Diyarbakır’da buluşup ortaklaşa yazdıkları bir Türkiye hikâyesi anlatmış Baluken romanında…
Neden polisiye? Neden sol siyasî polisiye?
Adı konulmuş ya da konulmamış diktatörlerin ve diktatörlüklerin sayısı arttıkça, içinde yaşadıkları bu rejimlerin yol açtığı yıkımları, politik baskıları anlatan yazarlar da çoğalıyor.
İdris Baluken’den Bizi Özgürlüğe Çağıran Bir Roman: OKO
Dipnot Yayınları’nca basılan Oko’nun hikayesi kayıtsızlığımızın mahcubiyetiyle yüzleşme çağrısı gibi…
Hayvancasına özgürlük
Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nin 2018’de hazırladığı rapora göre Türkiye’de 8 milyonun üzerinde hayvan işkenceye maruz kalıyor. Hayvanlara kötü muamele konusunda olumsuz örneklerin teşhirinden hukuk mücadelesine, medya dilinin analiz edilmesinden hak ihlallerinin raporlanmasına kadar birçok alanda çalışma yapan komite, hazırladığı raporlarla durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.
Oko: Özgürlüğü bir farkla düşünmek
İdris Baluken'in kitabı Oko yayımlandı. Dipnot Yayınları imzasıyla yayımlanan Oko, özgürlük ve özgürlüğün tutkusu üzerine insan olanı bir farkla düşünmeye çağırıyor.
Oko: Alternatif Okumaya Bir Davet
İlk romanını yazma isteğini, “birkaç metrekarelik bir hücrenin ölümün çürümüş kokusuyla değil, yaşamın doğum duyusuyla dolu olduğunu gösterme” şeklinde ifade eden İdris Baluken, bizleri başka bir romanın içine yine yaşamın doğum duyusuyla çekiyor.
Sinemada Latin Amerika deneyimi
Latin Amerika deneyimi, film üretimini ekonomik çıkar ilişkilerine hapsolmaktan kurtarır. Yani yapımcıya ya da devlet fonlarının istediği biçimsel yapıya göre film üretmektense “elde kamera, kafada fikir” mottosuyla kolektif film üretiminin koşulu sağlanmıştır. Bu nedenle yönetmen toplumsal alana direkt müdahale edebilen ve seyirciyle ilk elden ilişkiye geçerek, film deneyimini bir eylem deneyimine dönüştürebilen bir konuma gelir...
Latin Amerika’da Sinema ve Toplumsal Değişim
Latin Amerika coğrafyasında Meksika’daki Zapatista devrimi, Brezilya’daki ‘Topraksızlar Hareketi’ (MST) Arjantin’deki ‘İşsiz İşçiler Hareketi’, öz kaynaklarını, kendi topraklarını korumak için direnen yerli halkların hareketi ve tüm bunları yatay olarak kesen muazzam bir feminist hareketin varlığı tüm dünyadaki devrimci muhalif hareketlere, feministlere ilham kaynağı oluyor.