Önsözünü Sırrı Süreyya Önder’in yazdığı kitap Selahattin Demirtaş’ın Son Sözüyle okur karşısında.
“Bin türlü gölge ve riyayla örtülmeye çalışılan günlerin çetelesini tutup unutturmayanlar var. İşte bu kitabın emeği, böylesine aziz bir yerdedir. Ekmek gibi, su gibi aziz bir emeğin ürünü olan bu kitap, beyaz bir plastik sandalyeden başka koltuğu da makamı da olmayan, yüreği halkla, halkın yüreği de kendisiyle atan bir siyasetçiyi, kardaşım Selahattin’in cezaevi dönemi hikayesini anlatıyor.” Sırrı Süreyya Önder
Cezaevine girmesine yol açan süreçte neler yaşandı?
İçeride günleri nasıl geçiyor?
Neler yaşıyor, nasıl hissediyor?
Dışarıda yaşanan gelişmelere nasıl bakıyor?
Cezaevi görevlileriyle ilişkisi nasıl?
Bayıldığı gece neler oldu?
Ailesinin geçirdiği trafik kazasını duyduğunda ilk tepkisi ne oldu?
Hangi haberi duyduğunda çok üzüldü?
Neden covid aşısı olmak istemedi?
Kelepçe takılmak istenmesine nasıl karşı koydu?
Ne zaman çıkacağını düşünüyor?
Arkadaşlarının, avukatlarının, kardeşlerinin, eşinin, hücre arkadaşının ve bizzat kendisinin anlattığı bilinmeyenler…
Basın danışmanı, Demirtaş’ı yazdı.