Gülnur Acar Savran, elinizdeki kitapta "yapısalcılık-sonrası" adı altında toplanabilecek yaklaşımların sosyal bilimler ve politika, ama özel olarak da feminist teori ve politika üzerinde kurduğu hegemonik etkiyle bir hesaplaşmaya giriyor. Teorik bir içerikle yürüttüğü bu hesaplaşmayı ideolojik ve politik bir zeminde bina ediyor. Kendisininkinden başka sesleri yok sayarak, duymayarak susturan büyüklenmeci bir tavır karşısında, yine de kendi söylediklerine yabancılaşmama direncini göstererek yapıyor bunu. Karşısındaki hegemonik söylemin her tür tartışma zeminini ortadan kaldıran bir öznelciliğe, bilinemezciliğe vardığı noktalarda, bu söylemi deşifre etme, açıklarını ortaya çıkarma yoluna gidiyor.
Kadınların ev emeğinin özgül niteliği, özel/kamusal ikiliğinin –Türkiye toplumunda hüküm sürmekte olan patriarka türünün özgüllüklerinden kaynaklanan– melez yapısı, feminist politikanın ayırıcı özelliklerinden birisi olan özel alanın politikasının sınırları ve imkânları kitap boyunca teorik bir irdelemenin konuları olurken, yazar bunlara dair politik bir perspektif de getiriyor. "Kadın-erkek eşitliği mi, kadınların özgül kimliğinin olumlanması mı" tartışmasına da müdahil olan kitap, cinsel yönelimle ilgili biyolojist yaklaşımların ve cinsiyet/toplumsal cinsiyet ikiliğiyle ilgili inşacı teorilerin kimi çıkmazlarını da ortaya koyuyor.
Kitap aynı zamanda yeni bir gelecek tasarımı arayışı için ter döken, eşsiz bir kılavuz...